Bu Blogda Ara

29 Ekim 2010 Cuma

BEYİNDEKİ SU EKSİKLİĞİNE DİKKAT !! NE KADAR DOĞAL MİNERALİ SU TÜKETMELİYİZ ?

BEYİNDEKİ SU EKSİKLİĞİNE DİKKAT !!!

Vücuttaki su dolaşımının özellikle beyin ve böbrekler için çok önemli olduğu belirtildi
24 saat içinde beyinden geçen su miktarı 1,4 litre böbreklerden geçeb su miktarı 2 litre gibi oldukça büyük miktarolduğunu belirten uzmanlar beynin su eksikliğinden en önce zarar gören organlarımızdan biri olduğunu belirtiyorlar.
İçilen su miktarının beyin üzerindeki etkisi üzerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. M.Zeki Karagülle beyindeki su dolaşımının bozulmasının beyin sulanması yada beyin kanamasına yol açtığını belirtti .
Prof.Dr.M.Zeki Karagülle konu ile ilgili şunları söyledi ; "Hayat su ile başlamıştır ve susuz yaşam olanaksızdır insan besinsiz kaldığında  50 gün kadar yaşamını sürdürebilir ama su içmeden ancak birkaç gün canlı kalabilir 24 saat içinde beyinden geçen su miktarı 1400 ml gibi oldukça büyük bir miktardır ".

Ne Kadar Doğal Mineralli Su Tüketmeliyiz

Karagülle ; Bir erkek ortalama 2,9litre/gün bir kadın ise 2,2 litre/gün kadar su almalıdır günlük su gereksinimi en başta içme suyundan karşılanır  bu sebeple içme suyu alırken öncelikle pH değerine ve içeriğindeki doğal minerallere dikkat edilmelidir . dedi.
Prof.Dr.M.Zeki Karagülle "günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su olarak alınması bir çok avantalar sağlar öncelikle sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı bir vücutta sürdürülmesi garantiye alınmış olur ayrıca günlük alınması gereken minerallerin bir kısmı belli düzeylerde karşılanmış olur günde en az iki şişe doğal mineral ve pH değeri yüksek suyun içilmesini öneriyoruz . Ayrıca belirtmek gerekirki ülkemizde dengeli mineral yapısını bulunduran 1-2 su markası ve kaynağı bulunmaktadır tüketicilerin bunları önemsemeleri kendi sağlıkları açısından daha olumlu olacaktır" dedi .

Mineral Gereksinimi İçin Doğal Mineralli Sular Tüketilmeli !

Karagülle ; mineralli su içilmesi ile öncelikle minerallere olan günlük gereksinim bir oranda karşılanmış olur , söz konusu olan minerallere olan gereksinim yaşamın bazı dönemlerinde örneğin gençlik , cocukluk , yaşlılık gibi özellikle artar  bu dönemlerde mineralli suların içilmesi daha çok önem kazanır .

27 Ekim 2010 Çarşamba

SAĞLIKLI ANNE OLMAK İÇİN İÇTİĞİNİZ SUYA DİKKAT !!!


İÇTİĞİNİZ SUYA DİKKAT

Hamilelik sırasında içilen su , içinde bulunan doğal mineraller ve pH değeri açısından oldukça önem taşır. Hamilelikte içilen doğal mineralli su ve pH kavramı hakkında bilgi veren beslenme ve diyet uzamanı Dr.Yasemin Bradley önemli açıklamalarda bulundu :

Alkali olan amniyotik sıvı miktarı bebekler için hayati önem taşır .Hamilelik sırasında bebeğin anne karnında alkali bir ortamda yaşadığını belirten Dr.Yasemin Bradley "Bebek amniyotik sıvı denilen koruyucu bir sıvının içerisinde yüzer .  Yani bebekler bazik bir suyun içinde büyürler .
Amniyotik sıvının görevi bebeğe rahim içinde rahat bir ortam sağlamaktır. Bu sıvı bebek için hayati önem taşır , onu dış etkenlerden enfeksiyonlardan korur .

Amniyotik sıvı miktarı azsa , bebeğin akciğerlerinin yetersiz gelişimi ,hareketlerinde azalma , şekil bozukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir . Anne ile bebeğin içinde yüzdüğü amniyotik sıvı arasında saatte 0,5 litrelik bir su alışverişi oluyor .  "Anneye su verildikce bebeğin içinde bulunduğu amniyotik sıvı artmaya başlıyor " diyor . Yani sağlıklı bir bebek için bol bol su içmek şart !

26 Ekim 2010 Salı

SAĞLIK KAYNAĞI SUDAKİ ÖNEMLİ MİNERALLER VE SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ

Su ve Mineraller Vücudun Temeli :

İnsan vücudunun önemli bir bölümünün su olduğu ancak birçok madensel maddenin de vücudun yapısında yer aldığı belirtildi. Uzmanlar, su dengesi ile madensel madde dengesinin bozulmaması için çok dikkatli olunması gerektiğini, bu dengenin bozulması durumunda ise vücutta istenmeyen rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. İnsan vücudunun en önemli kısmının su olduğunu, canlılığın olabilmesi için suyun vazgeçilmez bir madde olduğunu kaydeden uzmanlar, suyun görev yapabilmesi için tuza gerek olduğunu belirtiyor.
Minarellerden oluşan bir yapı
Sofra tuzu olarak adlandırılan tuzun sodyum ve klor elementlerinden oluştuğunu, bu iki elementin vücutta önemli yer tuttuğunu kaydedildi. İnsan vücudundaki elementlerin hemen hepsinin önemli görevler yaptığını ancak fazlalığında ise toksik etkiye neden olduğunu belirten uzmanlar, gerek eksikliği ve gerekse fazla birikmeyi önlemenin tek yolunun hemen her türlü gıdanın yer aldığı karışık bir beslenme uygulamak ve vitaminler de dahil olmak üzere hiçbir ilacı konunun uzmanı bir hekime danışmadan kullanmamak olduğunu söylüyor. Uzmanlar, vücuttaki madensel maddeleri ve eksikliklerinde yaşanacak gelişmeleri ise şu şekilde özetliyor:
Sodyum :
Gıdalarla alınansodyum ile böbrek tarafından atılan sodyum miktarına bağlı olarak kanda ve tüm vücutta belirli bir denge içinde bulunur. Böbrekler, atılan sodyum miktarını değiştirerek belirli bir oranda bu dengeyi korumaya çalışır. Aşırı terleme ve kusma ile tuz alınmadan aşırı miktarda su içilmesi kandaki sodyum oranını düşürür, bol tuz yenilmesi ve az sıvı alınması da bu miktarı normalin üzerine çıkarır. Bunların dışında, öncelikle böbrek ve böbrek üstü bezi olmak üzere bazı organların hastalıklarında da bu denge bozulabilir. Vücuttan tuz ve su eksildiğinde, ağız kuruluğu, halsizlik, tansiyon düşüklüğü, çarpıntı ve şok görülebilir. Tuz alınmaksızın bol su alınması halinde de, su zehirlenmesi olarak adlandırılan, adale kasılmaları, çırpınmalar, şuur kaybı ve koma ile ölüme kadar varabilen bir tablo görülebilir. Potasyum : Hücrelerin içinde bol miktarda bulunup, kanda ve doku arası sıvılarda daha az miktardadır. Böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarının dışında, kanda potasyum azalması aşırı ishal ve kusma ile idrar söktürücü ilaçların uzun süre kullanılması halinde görülür. İlk belirtisi kas güçsüzlüğüdür. İleri derecelere vardığında bağırsaklara ve solunum kasları dahil olmak üzere tüm kaslarda hareket kısıtlılığı olacak ve bu da hayati tehlikeye neden olacaktır. Potasyumun kanda yüksek düzeylerde bulunması, böbrek hastalığı, ciddi yanıklar, kanamalar gibi etkenlere bağlı olarak idrar miktarının azalması hallerinde görülebilir. Genellikle fazla bir belirti vermeden kalp üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Bu etki de bazen hayati tehlikelere yol açabilir.
Kalsiyum :
Sağlıklı insanların kanının 100 mililitresinde 8.8 ile 10.4 mg. arasında kalsiyum bulunur. İnsan vücudunda kalsiyum dengesi, paratiroid bezleri ve D vitamini tarafından düzenlenir. Öncelikle kemik metabolizması ve kaslar için gerekli bir madensel maddedir. Eksikliği halinde, dilde, dudaklarda, parmaklarda duyu değişiklikleri, kaslarda ağrı ve kramplar görülür. Kalp de bir kas olduğu için kalsiyum metabolizmasından çok etkilenir. Uzun süreli kalsiyumdan fakir beslenme, kemiklerin zayıflaması gibi bir sonuç yaratır. Kalsiyumun kandaki düzeyinin gerektiğinden fazla olması hali, genellikle, paratiroid bezinin hastalıklarında görülmektedir. Hafif dereceli yükselmeler, fazla bir belirti vermez. Bu hastalarda sık böbrek taşları görülür. Kalsiyum yükseldikçe kas güçsüzlüğü, böbrek kireçlenmesi, kemiklerde gereğinden fazla kireç toplanması gibi durumlar belirir.
Magnezyum :
Magnezyum da vücudun önemli elementlerindendir. Kanın bir litresinde 1.6 ile 2.1 miliekivalan magnezyum bulunur. Eksikliğinde, iştahsızlık, bulantı, kusma, uyuklama, güçsüzlük, titreme, kas seyirmeleri ve kasılmaları gibi belirtiler görülür. Yüksekliği, böbrek yetersizliği olan hastalarda, sindirim sistemi tedavisi amacıyla magnezyumlu ilaçlar verilmesi halinde görülür. Kas refleksleri kaybolur, kalp elektrosunda bozukluklar görülür, solunum ve dolaşım aksar, şok ve hatta ölüm bile görülebilir.
Florür :
Kemiklerin ve dişin yapısındaki önemli maddelerdendir. Çay ve deniz balıklarında bol miktarda bulunursa da en önemli kaynak içme sularıdır. İçme sularına fluor katılması, o suyu içen toplulukta diş çürüğü ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırır. Fluor alınması aynı zamanda osteoporoz denilen kemik zayıflaması hastalığını da önleyici ve tedavi edici etki yaratacaktır. Gereğinden fazla alındığında da zarar verebilir. Kalıcı dişler üzerinde sarı-kahverengi lekeler ortaya çıkar ve diş minesi bu bölgelerde tahrip olmaya başlar. aşırı fluor yüklenmesi kemiklerde de normal dışı gelişmeler ve eklemlerde çarpılmalar gibi belirtiler ortaya çıkarır.

SAĞLIKLI VE GÜVENLİ SU İÇMEK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Güvenli Şişe Suyu Kullanmak İçin Dikkat Etmemiz Gereken En Önemli Konulardan Biride İçtiğimiz Suyun Depolama Koşullarıdır .

Su doğadaki herşeyi içine çeken bir maddedir . Doğada bulunan herşeyi çözer ve içine karıştırır , bu karışıma hava da dahildir . Bu yüzden suların ambalajlandıkdan sonra ki saklama koşulları çok önemlidir . Direk güneş ışığı alan ,rutubetli,ağır koku olan (tüp,benzin,peynir,Vb) ortamlarda depolanması durumunda havadaki ağır koku ambalajlanmış suyun içerisine nüfus edecekdir ve hem suyunuzun tadı ve kokusu bozulacak hemde sağlığınızı tehdit edecek hale gelecekdir . Bu konuda su tüketicileri için su almış oldukları bayilerin sağlık bakanlığına bağlı il sağlık müdürlüklerinden  " SU SATIŞ YERİ RUHSATI" almış olmaları çok önemlidir .

Sebebi ise su bayiliği yapacak olan yerlerin su depolamaya uygun yerler olması gerekdiği zorunluluğudur . örneğin : suların depolandığı yer ile boş bidonların depolandığı yer birbirinden ayrı olacak ayrıca işyeri içerisindeki ofis bölümüde ayrı olmak zorundadır . duvarlar fayans yada silinebilir (saten) boya olacak ,suların depolandığı bölüm direk güneş ışığına maruz kalmayacak , damacanalar sağlığa ve yönetmeliğe uygun halde depolanacak gibi kurallara uymayanlara il sağlık müdürlükleri bu ruhsatları" vermez . Dolayısı ile su almış olduğunuz bayiden " SU SATIŞ YERİ RUHSATI" nın bir örneğini görmek istediğinizi söylediğinizde eğer var ise memnuniyetle getirip gösterecekdir . Burada dikkat edilmesi gereken husus ise ruhsatın üzerindeki adres ile mevcut adresi ve ruhsattaki su ile mevcuttaki sattığı su aynı markamı olduğudur.

Çünki başka ve kriterlere uygun bir dükkanda kriterlere uygun bir su ile ruhsatlandırıldıktan sonra maliyetleri düşürmek amaçlı olarak işyeri ve marka değiştirilebiliyor.

Birde bu tür taleplerde su almış oldukları fabrikanın ruhsatını göstererek insanları kandırmaya çalışan kişiler var bunlara karşıda dikkatli olmanızda fayda olduğunu düşünüyorum .


Tüp bayisi , bakkal , market gibi yerlerde Su satılması kanunen yasaktır fakat denetim boşluğundan faydalanarak bu gibi kişiler korsan firmalardan su temin ederek tüm yasal sorumluluklarını da yerine getirmeyerek su satmaktadır . ambalajlı su kullanıcıları için bu durum " aramışken bir de su siparişi veriyorum " düşüncesi ile kolay ve yararlı gibi görünmüş olsada bu gibi yerlerde satılan suların sağlığımız açısından çok ciddi tehlikeleri vardır . UNUTMAMAK gerekirki SU yan iş , ek iş , ek gelir gibi başka işlerin yanında yapılmayacak kadar ciddi ve SORUMLULUK isteyen bir iştir . bu konudaki dikkatimiz ve kararımız ise en cok kendi sağlığımız için önemlidir .

25 Ekim 2010 Pazartesi

DOĞAL KAYNAK SULARI İŞLEMDEN GEÇİYORMU , KULLANMA ÖMRÜ NE KADARDIR

Doğal Kaynak Suları herhangi bir işlemden geçiriliyor mu?

Doğal Kaynak Suları’nın tadı tamamen doğaldır ve herhangi bir katkı maddesi veya kimyasal bir işlem yapılmamaktadır.
Sadece doğal kaynak suları ile ilgili yönetmelikte de izin verildiği şekilde fiziksel bir işlem olan filtrasyon ve ozonlama yapılmaktadır. Filtrasyon, suyun kaynak noktasından kopup gelebilecek mikron seviyesindeki kum zerreciklerini tutmak için yapılır. Ozonlama ise dolumu yapılmış şişenin yani ürünün hijyenliğini temin etmek amacıyla suyun içine 0.2-0.4 ppm arası miktarlarda O3 (Ozon) gazinin verilmesi işlemidir. Ozonlama yöntemi hijyen güvenliği için bütün dünyada su üreticilerinin uzun yıllardır en yaygın olarak kullandığı güvenilir bir yöntemdir. Bu işlem, şişeye su dolumun hemen öncesinde yapılmakta ve tam hijyenlik sağlanarak ürününün uzun süreler bozulmadan saklanabilmesine imkan vermektedir. Dolumdan sonra şişedeki suyun içinde bulunan ozon gazi, ortam sıcaklığına bağlı olarak 5-20 saat arasında kendiliğinden yok olmakta ve bildiğimiz oksijene dönüşmektedir.

Şişelenmiş bir suyun kullanma ömrünü etkileyen faktörler nelerdir?

Bu detaylı bir cevabi gerektiren bir sorudur. Burada 4 önemli faktörü birlikte düşünmeliyiz:
a) Sise ambalajının hava geçirgenliğinin derecesi: Şişe ambalajının cinsi ve kalınlığı hava geçirgenliğini belirler. Bu da sonuçta söz konusu ambalajın diş ortam kokularına karşı korunmalı olup olmayacağını belirler. Cam şişede bu sorundan bahsedilemezken, moleküler yapilarindan dolayı pet ve polycarbonat ambalajlardaki sular için diş ortam kokularına karşı korunma sağlanmalıdır.
b) Suyun mineral konsantrasyonu (sert veya yumuşak olusu) : Yumuşak suların mineral konsantrasyonu daha az ve daha saf olduklarından ortamdaki kokuları sert sulara göre daha fazla çekerler.
c) Üretim aşamasında %100 hijyenliğin sağlanıp sağlanamadığı konusu: Eğer üretim aşamasında tam bir hijyenlik sağlanamaz ise, dolum esnasında suyun içinde çok az miktarda mikroorganizma kalsa bile ilerleyen günlerde suyun bozulması (yeşillenme, pamukçuk yapma gibi) kaçınılmaz olacaktır.
d) Şişelenmiş suyun saklanma koşulları: Özellikle hava ve koku geçirgenliklerinden dolayı pet ambalajındaki suların iyi şartlarda saklanması gerekir; bu kalitesinin korunmasına ve dolayısıyla kullanma ömrüne olumlu etki eder.

SUYUN GÜVENLİ OLDUĞUNU NERDEN ANLARIM , SU KAYBININ İNSAN VÜCUDU ÜZERİNDE ETKİLERİ

Su Kaybının İnsan Vücudu Üzerine Etkileri Nelerdir?

Vücudun günlük kaybettiği su ihtiyacını karşılamak için uzmanlar normal bir insanın günde 6-8 bardak su içmesi gerektiğini belirtmektedir.[2] Vücut ağırlığının yüzdesi olarak su kaybının sonuçları şu şekilde olabileceği belirtilmektedir:
• %1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması
• %2: ısı artması, artan susuzluk hissi
• %3: vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
• %4: fiziksel performansın %20-30 düşmesi
• %5: baş ağrısı, yorgunluk
• %6: halsizlik, titreme
• %7: fiziksel etkinlik sürerse bayılma
• %10: bilinç kaybı
• %11: olası ölüm

Suyumun Güvenli Olup Olmadığını Nerden Anlarım?

Tüketiciler bir çok açıdan şişelenmiş sulara güvenebilirler. İlk başta şişelenmiş sular Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak analizlerle denetlenmektedir.
Tüketiciler su kapaklarının sıkıca kapalı olduğuna dikkat etmelidir. Etiket bilgilerinde Sağlık Bakanlığı izin tarih numarası bulunmalıdır.
Su rengi berrak olmalı, bulanık, yeşilimsi olmamalıdır. Etiketi solmuş, şişe şekli bozulmuş sular satınalınmamalıdır.
Tüketiciler ambalaj üzerindeki kapakta, şişe üstünde, etikette ve emniyet bandında suyun adını görmelidir. Suyun adı 4 farklı yerde de bulunmalı ve aynı olmalıdır.
Mikroorganizma nedir? Suyumda bulunur mu?
Mikroskobik (çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olup ancak mikroskop ile görülebilen) organizmaların genel adıdır.
Mikroorganizmalar çoğunlukla tek hücreli olsalar da çok hücreli örnekleri de mevcuttur. Halk arasında mikrop diye adlandırılır. İnsan sağığına önemli ölçüde olumsuz etkilerler. Tifo, Amipli Dizanteri, Çocuk felci, Hepatit A gibi hastalıkların kaynağıdırlar.
Yararlı olan mikroorganizmalar da vardır. Ekmek mayası, bira mayası, ayran, yoğurt, peynir yapımında kullanılan kültürler de mikroorganizma grubu içine girerler.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı yönetmeliklere göre insanları hasta eden mikroorganizmalar sularda bulunmamalıdır. Tükettiğiniz suda yapılmış olan analizleri firmalardan rahatlıkla talep edebilirsiniz.

24 Ekim 2010 Pazar

SULAR HAKKINDA MERAK ETTİĞİNİZ HERŞEY SORULAR VE CEVAPLARI

Damacana su kullanıcılarının merak ettikleri ...
Kullanmış olduğumuz damacanalar güvenlimi altındaki rakamlar ne anlama gelir ?

Kullanmış olduğumuz damacanalar tüm dünyada içme suyu için Cam ambalajlardan sonra en sağlıklı saklama ambalajıdır . Fakat nasıl ki faydalı bir ürünü kullanma kurallarına uygun şekilde kullanmadığımızda verim alamazsak damacanalar içinde bu böyledir . Cam ambalajlar en sağlıklı ambalajlardır fakat direk güneş ışığına maruz kalan cam ambalajlı bir suyu içemezsiniz çünkü içerisinde güneş ışığına ve ısıya bağlı olarak bakteriler oluşmaya başlar yine cam ambalajlarda gerekli koşullara ve teknolojiye sahip bir tesiste usulüne göre temizlenmezse en sağlıklı olarak bilinen cam ambalajlar bile sağlığımızı tehdit etmeye başlar .
Damacanalar da da durum böyledir modern bir tesiste gerekli koşullara uygun olarak şişelenen (üretilen değil çünki su üretilmez sadece şişelenir üretilen su genetik değeri ile oyanmış (GDO) su olur ve doğal olmakdan çıkar ) ve depolanan damacana sularda sağlığımızı tehdit edecek bir durum söz konusu değildir .

Peki  şu an yaklaşık 275 farklı markanın bulunduğu damacana su pazarında  damacana su kullanıcıları bunları nerden bilecek ?
Damacana su kullanıcılarının dikkat etmesi gereken en önemli unsur aldıkları su markasının kurumsal kimliği olan bir firma olmasıdır . Bunun nedeni ise doğal kaynak suları ve mineralli doğal kaynak sularında maliyetli etkileyen önemli unsurlar vardır . Örneğin  : Damacanaların 72 - 80 derece sıcaklıktaki sular ile yıkanması gerekmektedir . takdir edersiniz ki genellikle şehir dışında gece dolum yapan su fabrikalarında damacanaları yıkamak için kullanılan suyun 72 - 80 derece sıcaklığa getirilebilmesi ciddi bir maliyet gerektirir . Eğer marka kurumsal kimliği olan bir marka ise dolum şartları bellidir ve maliyet çalışanları etkilemediği için temizlikte kullanılan su maliyet gözetilmeksizin gerekli yöntemler kullanılarak bu sıcaklığa getirilir . bununla birlikte damacanaların temizliğinde kullanılan sağlık bakanlığından izinli olan damacana dezenfekte solüsyonları da cok ciddi bir maliyet getirir . Kurumsal kimlik ile çalışan firmalarda maliyet hesapları belirlenmişdir ve bu hesaplara uyulması aksatılamaz fakat şahıs firmalarında daha fazla kar etmek , piyasada daha ucuza satış yapmak (haksız rekabet) Vb. gibi nedenler ile  bu gibi yüksek maliyet gerektiren uygulamalardan kaçınılabilir veya aksatılabilir bu durum da kullanmış olduğunuz damacanaların sağlığınız için risk oluşturmasına sebep olur .
Damacanaların dolum ömrü olduğunu daha önceki yazılarımdan birinde belirtmişdim .

Damacanaların altında dikkat edilmesi gereken en önemli rakam 7 rakamı değil yuvarlak içerisinde , elimizdeki damacana nın dolum tarihini belirten rakamlardır . bir damacananın dolum ömrü 3 yıl ile sınırlandırılmışdır . sürenin 3 yıl olmasının sebebi ise bir damacananın iki dolum arasındaki periyodunun 20 gün ortalama olarak hesaplanmasıdır . Ömrünü tarih olarak tamamlamış olan damacanaların yanı sıra , imha edilmesi ve geri dönüşüme yollanması gereken damacanalar ise delik çatlak aşırı kirlenmiş boyanmış veya üzerine boya sıçramış vb damacanalardır , Geri dönüşüm için imha edilmesi gereken damacanalar, kurumsal şirketlerde şirketin kriterlerine göre kontrol edilerek kriter dışı damacana olarak ayrılır ve geri dönüşüm için imha edilir .

Bunların yanı sıra damacanalarda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da damacanaların rengidir . açık mavi berrak damacanalar ilk hammededen yapılan ve sağlık açısından en güvenilir olan şişelerdir .  Soluk mat mavi ,kahverengi , veya kahverengine dönük olan damacanalar geri dönüşüm maddesinden yani daha önce kullanılmış ve kullanım ömrü bittiği için imha edilmiş damacanaların eritilerek yeniden kullanılması ile üretilmişdir . sağlığınız için tehlikelidir .

(Gözlerimle şahit olduğum bir olayı paylaşmak isterim . 4 sene önce her gelen şişeye su dolduran bir kaynağın kapısında gördüğüm bez bir afişte aynen şöyle yazıyordu :
Damacanaları yıkatırsanız dolum 800,000 yıkatmazsanız dolum 400,000 eski tl ye göre . bunu gördüğümde gülmüşdüm fakat aslında ağlanacak halimizin afişidir .
)




SULAR HAKKINDA MERAK ETTİĞİNİZ HERŞEYİ YORUM VEYA E-POSTA YOLU İLE  SORABİLİRSİNİZ.       sakasum@hotmail.com 
BİLMEDİĞİM BİR KONU DAHİ OLSA EN KISA SÜREDE CEVABINI BULUP          E- POSTA YOLU İLE VEYA BURADA YAZI OLARAK SİZE ULAŞTIRIRIM .

Mutlu ve sağlıklı günler .

23 Ekim 2010 Cumartesi

SAKA SAĞLIK KAYNAĞI,SÜNGER BOB İLE ÇOCUKLAR İÇİN DAHA EĞLENCELİ



SAKA Doğal Mineralli Su'dan Bir Yenilik Daha .
SAKA Sağlık Kaynağı Çocuklar İçin Artık Daha Eğlenceli.

Türkiye nin ve Dünyanın en sağlıklı sularından biri olan SAKA Doğal Mineralli Su gelişim çağındaki çocuklarımıza sağlıklı su içme alışkanlığı kazandırmak ve çocuklarımızın  gelişim çağında ihtiyaçları olan mineralleri , içerdiği  başta kemik gelişimi için vücutlarının  en çok ihtiyaç duyduğu kalsiyum ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiren magnezyum un yanı sıra 8,22 lik pH  bazik (alkali) su ile çocuklarımız için en iyisini yine çocuklarımızın ve biz yetişkinlerin severek ve beğenerek izlediğimiz Sünger Bob karakteri ile süslüyor .

SAKA Doğal Mineralli Su yun küçüklere özel küçük ambalajlı suları özel kapakları sayesinde dökülmüyor ve çocuklarımız hem dünyanın ve Türkiye'nin en kaliteli suyunu içiyor hemde sağlıkları açısından en önemli içecek olan "Doğal Mineralli Su"yu içerken eğleniyorlar .

Çocuklarımızın için su biz yetişkinlerden daha önemlidir çünkü çocuklarımızın vücudunun daha falza oranı su dur ve çocuklarımızın doğal sulardaki minerallere biz yetişkinlerden çok daha fazla ihtiyaçları vardır .

Sünger Bob karakteri ve özel olarak yapılan ve dökülmeyi önleyen kapağı ile çocuklarımız için hayati öneme sahip mineralli su içme alışkanlığını zevkli bir oyun haline getirebilir  SAKA Doğal Mineralli Su ile çocuklarımızın fiziksel gelişimi ve sağlığını koruyabiliriz .

Mutlu ve Sağlıklı günler dileriz .

21 Ekim 2010 Perşembe

İçtiğimiz Suyun Vücdumuzdaki İşlevleri , sağlığımız için hangi suları içmeliyiz




Suyun insan vücudunda çok önemli işlevleri vardır.
Bunlardan başlıcaları şöyledir:

1) Su biyolojik bir çözücüdür ve bu çözücü rolüyle vitaminlerin ve minerallerin hem vücutta taşınmasını, hem de çözülmesini sağlar.

2) Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar.

3) Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir.

4) Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.

5)Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar.

6) Su nefes almak için gereklidir.

7) Vücut sıcaklığını düzenler.

8) Tüm hücrelere besin ve oksijen taşır.

9) Kanın % 92’isi sudur.

10)  Nefes almak için oksijeni nemlendirir.

11)  Hayati organları korur ve yastık görevi görür.

12) Gıdayı enerjiye çevirmeye yardımcı olur.

13)  Besinlerin emilimine yardımcı olur.

14) Atıkları uzaklaştırır.

15) Eklemleri rahatlatır, yastıklar.

Hayatımız için bu kadar önemli bir ürünü seçerken çok daha dikkatli olmalı ve doğal sular açısından zengin olan ülkemizde vücudumuz ve kendimiz için en sağlıklı suları ı şeçmeli değilmiyiz .?

pH seviyesi yüksek  mineralli suları tercih ettiğimizde yüksek pH değeri ile asidik haldeki vücudumuzun bazik (alkalik) hale gelmesine ve kendimizi iyi hissetmemize yardımcı olurken . Dengeli mineral yapısı ile de gıdalardan alamadığımız vücut için gerekli mineralleri vücudumuza kazandırır .

Mutlu ve Sağlıklı günler ...

Vücudumuzdaki Hayati Organların Su Seviyeleri , Sağlığımız İçin Hangi Suları Tercih Etmeliyiz


Vücüdumuzda Suyun Rolü Nedir?
 Beynin % 75’i su / Orta dercede susuz kalmak başağrısı ve başdönmesine yol açabilir.
 Kemilerin % 22’si sudur.
 Kasların % 75’i sudur.
Kanın   %92'si sudur

Vücudumuz için gereken ideal mineraller, gıdalar ve içecekler doğada mevcuttur . Doğal beslendiğimizde kendimizi iyi hissederiz çünkü doğadan gelen ürünlerde vücudumuzun ihtiyacı olan her şey kendiliğinden mevcuttur. Su sadece doğada bulunur üretilemez taklit edilemez fakat , işlenebilir ,arıtılabilir ,içeriğine mineral eklenebilir veya çıkarılabilir .

Arıtma cihazları ve su işlemek için kullanılan filtreler ise doğadaki , doğal haldeki suları hatta deniz sularını dahi içeriğindeki tüm maddelerden arındırır . bunların damacanaya doldurulanlarına sonradan sunni olarak mineral takviyesi yapılır ve damacana üzerindeki etiketin alt ve üst kısmındaki kahverengi şeritlerin içerisinde  içme suyu ,sofra suyu,işlenmiş içme suyu gibi ibareler yer alır . (yönetmelik gereğidir . son çıkan yönetmelik ile bazılarının etiketindeki şeritler kaldırıldı ve doğal kaynak suyu yazıyor) .

Vücudunuzu susuz bırakmamak kadar önemli bir husus da doğal su cenneti olan ülkemizde işlenmiş artılmış sular yerine vücudumuz için en iyisini yani doğal olanı tercih etmemizdir .  Doğal Mineralli Sular yüksek Ph oranları ile asidik olan vücut dengemizi bazik (alkali) hale çevirmemizi sağlar ve dengeli mineral yapısı ile ihtiyacımız olan ve yemekler ile alamadığımız mineralleri vücudumuza kazandırır .

Mutlu ve sağlıklı günler .

19 Ekim 2010 Salı

VÜCUDUN SU DENGESİ .VÜCÜDUMUZ İÇİN SUYUN ÖNEMİ . Prof.Dr Zeki Karagülle



VÜCUDUN SU DENGESİ . Prof.Dr. Zeki Karagülle
Vücuttaki su dolaşımı, özellikle beyin ve böbrekler için cok önemli. 24 saat içinde beyinden 1.4 böbreklerdense 2 litre su geçiyor. su dolaşımındaki bozukluk bu hayati organlara büyük zarar verebiliyor .
Prof .Dr Zeki Karagülle konu ile ilgili bilgi verdi : "insan vücudu ,50 gün besinsiz yaşayabilir ancak su içmeden sadece birkaç gün canlı kalabilir. insan vücudunun %60 ı sudan oluşur ve %15-20 oranındaki su kaybı ölümcül olabilir. Vücuttaki suya en cok beyin ihtiyaç duyar . Beyindeki su dolaşımının bozulması , beyin sulanmasına yada kurumasına yol açabilir. Erkekler günde 2,9 , kadınlarsa 2,2 litre su tüketmelidir . Günlük gereksinim, en başta içme suyundan karşılanır . İçme suyu alırken öncelikle pH değeri ve içeriğindeki doğal minerallere dikkat edilmelidir . Doğal Mineralli Suların tercih edilmesi bir çok avantaj sağlar . Vücudun günlük mineral ihtiyacı karşılanırken ,bazı fonksiyonle rahatsızlıklara (mide yanması gibi) yakalanma riski en aza indirilir . günde iki şişe doğal mineralli ve pH değeri yüksek su içilmesini öneriyoruz .  Mineralli sularda kalsiyum , magnezyum , sodyum ve klor bulunur . Ayrıca az miktarda potasyum ve flor , bazen de iyot barındırırlar ".

yumuşak sular sert sular ve sağlığımıza etkileri .


SAKA Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu'nun http://www.milliyet.com.tr'deki/ 02.06.2009 tarihli yazısından alıntıdır:

"Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan almayız. Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijeni de kullanarak oksijen ihtiyacını karşılar.

Suların sertliği üzerine pek çok spekülasyon var. Değerli okuyucu, suyun sertlik derecesinin insan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine, yumuşak suların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır.

Azor adalarında ve İskandinav ülkelerinde kalp-damar rahatsızlıkları yüksektir. Bunun nedeni içme sularının yumuşak olması olarak açıklanmaktadır. Suyun yumuşak olması demek, içerdiği tuzların (kalsiyum, magnezyum, potasyum...) miktar olarak az bulunması demektir.

Yumuşak su içilmesi demek, vücuttan tuz emilmesi demektir. Yumuşak suda potasyum miktarı da düşük olduğundan dolayı, yumuşak su içildiğinde vücudumuzdan potasyum uzaklaştırılır. Kalp kaslarında çok önemli görevi bulunan potasyum, azaldığı taktirde, kalpte ritim bozukluğuna sebep olabilmektedir."

16 Ekim 2010 Cumartesi

Keremali Dağı'nın Suyu Japonya'ya Gidiyor .(SAKA Doğal Mineralli Su)



Keremali dağının suyu Japonya ya gidiyor ...
Kaynağı Sakarya Hendek teki Keremali dağı olan SAKA Doğal Mineralli su yu beş kıtada 25 ülkeye ihraç ettikerini söyleyen SAKA Doğal Mineralli Su Genel Müdürü  SUAT ATALAY , iç pazarda büyümeyi hedefledikerini söyledi .
İhracat yaptıkları ülkeler arasında İngiltere,isveç,ABD ve Almanya gibi ülkelerin bulunduğunu kaydeden ATALAY "Japonya da ithal edilen iki su markasından biriyiz" dedi.
İç pazara yeni yeni ağırlık vermeye başladıklarını anlatan ATALAY "Yurtdışında SAKA Doğal Mineralli Su ,sahip olduğu Ph değeri , kalsiyum ve magnezyum dengesiyle ulaştığı ve başarılı olduğu tüm ülkelerdeki performansını , artık iç pazar odaklı devam ettirecek" diye konuştu .
Türkiye pazarında suların "doğal kaynak suyu" ve "doğal mineralli su" ve "işlenmiş su" olmak üzere üç katagoriye ayrıldığını anlatan SUAT ATALAY , bu katagoriler hakkında şu bilgileri verdi :
"Doğal mineralli su tüketici tarafından cok iyi bilinmiyor . Oysa bu katagorideki sular , doğal kaynaklı sulara göreçok daha derinden çıktığı ve hiç bir koşuldan etkilenmediği için cok daha yararlı .
Çünkü insan vücudu mineral üretmiyor . İnsan vücudu 7,2 - 7,4 pH oranında dengeleniyor. Doğal mineralli sular  8,22 lik pH değeri ,zengin kalsiyum ve magnezyum oranlarıyla vücudun ihtiyaç duyduğu tüm mineralleri sağlıyor".

SAKA Doğal Mineralli Su Dünyadaki pH seviyesi en yüksek 50 su arasında ...

SAKA Doğal Mineralli Su Dünyadaki pH seviyesi en yüksek 50 su arasında ...
A grubu markalar arasında yüksek pH ve kalsiyum seviyesi ile sodyum diyetine uygun , sağlıklı bir
vücut için ihtiyaç duyulan mineral düzeyi dengeli olan su olan SAKA Doğal Mineralli Su dünyadaki
tüm markalar arasında pH seviyesi ile 44. sırada yer alıyor .
www.mineralwaters.org sitesinde yayınlanan
listede 8,22 lik pH seviyesi ile Türkiye'den tek marka olan SAKA Doğal Mineralli Su : İsviçre,Fransa,
İtalya,Amerika ve japonya gibi bir çok ülkedeki rakiplerinden önde.
Dünyaca ünlü markalardan Evian 7,2 lik pH oranı ile 716. sırada yer alırken Volvic 7 pH oranıyla 883,
sırada yer alıyor .
8,22 lik pH değerinin yanı sıra SAKA Doğal Mineralli Su içerdiği doğal mineraller ile  vücudun gün
boyunca kaybettiği minerallerin bir kısmını ,ona geri kazandırıyor.
Özellikle SAKA Doğal Mineralli Su yun içerisinde yüksek miktarda bulunan kalsiyom kemik sağlığı
için büyük önem taşıyor .
Sakarya ili nin Hendek ilçesi nde bulunan Keremali dağlarından gelen SAKA Doğal Mineralli Su :
Avrupa Birliği  standartlarına uygun ilk doğal mineralli su ruhsatını alan , 2005 yılında Avrupa nın
en önemli akredite labaratuarı Fresenius tan yurt dışı satışları için ilk doğal mineralli su sertifikası
almış tek Türk su markası .

14 Ekim 2010 Perşembe

SAKA Doğal Mineralli Su Japonya ya girebilen tek TÜRK su markası oldu ...

Saka Japonya’ya gidiyor
Kaynağı Sakarya Hendek’teki Keremali Dağı olan Saka Su’yu beş kıtada 25 ülkeye ihraç ettiklerini söyleyen Saka Su Genel Müdürü Suat Atalay, iç pazarda büyümeyi hedeflediklerini söyledi.
İhracat yaptıkları ülkeler arasında İngiltere, Norveç, Danimarka, Avustralya, İsveç, ABD ve Almanya gibi ülkelerin bulunduğunu kaydeden Atalay, “Japonya’da ithal edilen iki su markasından birisiyiz” dedi. İç pazara yeni yeni ağırlık vermeye başladıklarını anlatan Atalay, “Yurtdışında Saka, sahip olduğu pH seviyesi, kalsiyum ve magnezyum dengesiyle ulaştığı ve başarılı olduğu tüm ülkelerdeki performansını, artık iç pazar odaklı devam ettirecek” diye konuştu.

Üç ayrı su kategorisi
Türkiye pazarında suların ‘doğal kaynak suyu’ ve ‘doğal mineralli su’ ve ‘işlenmiş su’ olmak üzere üç kategoriye ayrıldığını anlatan Suat Atalay, bu kategoriler hakkında şu bilgileri verdi:
“Doğal mineralli su tüketici tarafından çok iyi bilinmiyor. Oysa bu kategorideki su, doğal kaynaklı sulara göre çok daha derinlerden çıktığı ve hiçbir koşuldan etkilenmediği için çok daha yararlı. Çünkü insan vücudu mineral üretmiyor. İnsan vücudu 7.2 - 7.4 pH oranında dengeleniyor. Doğal mineralli sular, 8.22’lik pH değeri, zengin kalsiyum ve magnezyum oranlarıyla vücudun ihtiyaç duyduğu tüm mineralleri sağlıyor.”



‘Formülümüz gizli değil’

Saka Su’yun formülünün gizli olmadığını belirten Atalay, “Dağdan geleni tüketicilerimize aynen iletiyoruz. Tamamen doğal olan Saka’yı işlem yapmadan şişeliyoruz” dedi.
2010 yılında su üreticisi sayısının 275’e ulaştığını kaydeden Atalay, “Bu işi bilen bilmeyen herkes sektöre giriyor. Dışarıdan kârlı bir iş olarak görülüyor” dedi.

Yeni trend mineralli su

Yurtdışında su pazarının yüzde 75’ine mineralli suların sahip olduğunu söyleyen Suat Atalay, “Türkiye’de ise bu oran yüzde 25” dedi. Atalay, Saka’nın AB uyum yasaları çerçevesinde Sağlık Bakanlığı nezdinde çıkarılan “Doğal Mineralli Su” yönetmeliğine bağlı olarak 2007 yılında ilk doğal mineralli su ruhsatını alan firma olduğunu belirtti.
Atalay, tüketicilere mineralli suyun faydalarını anlatarak bu yöndeki bilinci artırmak istediklerini ifade etti.

 Milliyet

Türkiye nin yurt dışına yaptığı ihracatın yarısını tek başına yapan SAKA Doğal Mineralli Su Japonya da fransız evian sudan sonra marketlerde satılabilen TÜRK su markası  oldu.

13 Ekim 2010 Çarşamba

TÜM SULARIN pH ORANLARI. (SÜREKLİ GÜNCELLENEN) ALKALİ SULAR BAZİK SULAR LİSTESİ.




DAMACANA SULARIN PH SEVİYESİ LİSTESİ      ( GÜNCEL VE SÜREKLİ YENİLENEN)  ...

DAMACANA SU KULLANIYORSANIZ  VE DAMACANA SULARIN pH SEVİYESİ İLE KULLANDIĞINIZ DAMACANA SUYUN ALKALİ SU MU BAZİK SU MU OLDUĞUNU ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ BU YAZIYI MUTLAKA OKUMALISINIZ . PİYASADAKİ DAMACANALARIN ÜZERİNDEKİ pH ORANLARINDAN DERLEDİĞİM pH SEVİYELERİNE BAKARAK HANGİ SUYU KULLANACAĞINIZA KARAR VEREBİLİRSİNİZ . LİSTEDEKİ PH SEVİYELERİ

HER MARKANIN pH SEVİYESİ ORANLARI KENDİ DAMACANASI ÜZERİNDEN ALINMIŞDIR . BAZI FİRMALARIN DAMACANALARINDA pH SEVİYESİ YAZMADIĞI İÇİN BU SU MARKALARININ  İNTERNET SİTELERİNDEN VEYA DAHA ÖNCEDEN ELİMDE BULUNAN ANALİZ RAPORLARI BROŞÜRLER GİBİ KAYNAKLARDAN YARARLANDIM . SULARIN PH SEVİYESİ ORANLARI HAKKINDA DAHA YENİ BİLGİSİ OLAN VEYA LİSTEDE MARKASI BULUNMAYAN VEYA YANLIŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNENLER DOĞRU BİLGİ KAYNAĞI İLE YORUM OLARAK BİLDİRİRLERSE EKLEME VEYA DEĞİŞTİRME YAPABİLİRİM .

BUNUN DIŞINDAKİ ELEŞTİRİ SUÇLAMA VS YAPACAKLAR BİLSİNLER Kİ BİLGİLERİN HEPSİNİN KAYNAĞI BENDE MEVCUT DİLEYENE KAYNAK BELİRTEBİLİRİM . SU BAYİ YADA KAYNAK YETKİLİLERİ LİSTEDE YER ALMAK İSTERLERSE BANA MAİL ATSINLAR sakasum@hotmail.com  veya YORUM OLARAK BİLGİLERİ YORUM KISMINA EKLEYEBİLİRLER .

SAKA Doğal Mineralli SU pH seviyesi ...................... 8,22
SAKA su pet ve damacana pH seviyesi ..................... 8,22
NİKSAR SU pH seviyesi ....................................... 8,3  (**)
HAYAT su pH seviyesi ....................... 7,8 ......... 8,1  (*)
KIZILAY su pH seviyesi ..................... 6,38 ...... 6,63 (*)
TAŞEREN Su pH seviyesi ................................... 7,19
KARAKULAK (VAKIF) SU pH seviyesi .......................... 6,64
İMREN SU pH seviyesi .................................................... 6,9
BUZDAĞI doğal mineralli su ph seviyesi .. 7,32 .. 7,60 (*)
AYTAÇ doğal mineralli su ph seviyesi ............... 7,8   (***)
SIRMA  SU pH seviyesi .................................................. 6,85
GÜRPINAR SU  pH seviyesi .......................................... 8,86
CAN SU (BAYTAŞ) pH seviyesi .......... 7,76 .............. 8,3  (*)
OVACIK  SU (IŞILGAN SU) pH seviyesi ....................... 5,02
ALAÇAM SU pH seviyesi  ...................................... 8,12 (**)
ULUPINAR (KARAMANDERE) SU pH seviyesi ............ 6,51
ERİKLİ SU pH seviyesi ................................................... 7,5
AKPINAR SU pH seviyesi .............................................. 6,9
SIRMAKEŞ SU pH seviyesi ..................... 7,15 ....... 7,28 (*)
AQUA SU (koçbey) pH seviyesi ................................... 7,7
LABRANDA su (ege bölgesi) pH seviyesi .................. 8,0
NESTLE Su pH seviyesi ................................................ 8,1
KUVARS su pH seviyesi ......................................... 6,73 (**)
ABANT su pH seviyesi  ................................................. 7,47
DAĞDELEN  SU pH seviyesi ......................................... 6,24
ÇAMOLUK su pH seviyesi ...................................... 6,9  (**)
İMREN SU (çatalca) pH seviyesi ................................... 6,9
TAŞDELEN (vakıf) su pH seviyesi ................................ 6,6
BEYZA  (taşdelen) su pH seviyesi ................................. 6,0
HAMİDİYE  su pH seviyesi .......................................... 6,61
SERAP su (gölcük) pH seviyesi ............................... 6,72
FUSKA su (koçbey) pH seviyesi ................................... 7,8
KORU su pH seviyesi ................................................... 6,88
FINDIK Su pH seviyesi ................................................. 6,7
KARACAKAYA su pH seviyesi .................................... 7,15
HAZNEDAR su pH seviyesi .......................................... 7,45
ŞEKER su pH  seviyesi (emin değilim zor okudum) . 6,5
TAŞPINAR su pH seviyesi ............................................ 6,1
KALİNDA su pH seviyesi .............................................. 7,3
KARDELEN Doğal Mineralli Su pH seviyesi ........ 8,3 (***)
İVRİZ SU Konya pH seviyesi ............................. 8,21
TAŞKESTİ SU pH seviyesi ................................ 8,00
NİDA SU  pH seviyesi  ...................................... 7,9
DURU SU pH seviyesi ....................................... 7,45 
EFEM SU pH seviyesi ....................................... 7,50
TÜRKMEN SU pH seviyesi ........................................... 7,3
FENERBAHÇE SU pH seviyesi (KORU su) ................  7,78
 

PINAR Su yaşam pınarım pH seviyesi  damacana üzerinde ve internet sitesinde yazmıyor .

KAYLA su pH seviyesi damacana üzerinde ve internet sitesinde yazmıyor .

Damacana suların üzerinden ve internet sitelerinden bulabildiğim pH oranları yukarıdaki gibidir yeni gelen bilgileride burada sizinle paylaşmaya devam edeceğim .

(*) Farklı kaynaklarda veya farklı damacanalar üzerinde farklı Ph seviyeleri olan sular . bulabildiklerimin hepsini yazdım .
(**) İşlenmiş içme suyu olanlar ve ya bir dönem işlenmiş içme suyu olarak satılıp yeni mevzuattan dolayı etiketine kaynak suyu ibaresi koyabilen firmaların markaları .
(***) Kendi internet sitesinden temin edilmiş pH değerleri .

10 Ekim 2010 Pazar

SU ARITMA CİHAZI KANDIRMACASI , CİHAZI SATMAK İÇİN DAMACANA SUYU KARALIYORLAR (ERKAN ÇELEBİ)

Sağlığınız İçin Mineralli Su İçin!
İnsan gıda almadan haftalarca yasayabilir, fakat su içmeden en fazla 3 gün yasamını sürdürebilir. Vücuttaki %20 su kaybı ise ölümle sonuçlanır. Su; hücrelere oksijen, protein, mineral ve vitaminleri tasır, böbrekleri çalıstırarak toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar, kanın akıskanlığını ve miktarını dengeler, vücudu temizler ve hastalıklara karsı direncini arttırır. Hayatın temelini olusturan suyun içerdiği mineraller ve eser miktardaki elementler, dokular ve kemikler için hayati önemi olan yapı taslarıdır.
·                       Kanın %92’si,
·                       Kemiklerin %22’si,
·                       Beynin ve kasların %75’i,
·                       Vücudun bebeklerde %80’i, yetiskinlerde %70’i sudur.
SUYUN İNSAN VÜCUDUNA SAĞLADIĞI FAYDALAR NELERDiR?
Su; yasamın temel öğesi olarak insan vücudundaki fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayların içinde yer alırken ayrıca içinde bulundurduğu elementler ile de sağlığın devamı ve korunmasında da rol oynar.
·                       Minerallerin ve vitaminlerin vücutta çözünmesini ve iletilmesini sağlar.
·                       Aldığımız gıdaların enerjiye çevrilmesine katkıda bulunur.
·                       Vücut sıcaklığının ve su dengesinin düzenlenmesini sağlar.
·                       Derinin nemlenmesindeki en önemli faktördür. Çünkü cildimizdeki su kaybı erken yaslanmaya yol açar.
·                       Vücudumuzdaki toksin maddelerin dısarı atılmasını ve vücudun temizlenmesine yardım eder.
·                       Organlarımızın özellikle de böbreklerin düzenli çalısmasına katkıda bulunur.
·                       Nefes almada oksijeni nemlendirir ve kolay nefes almamıza yardımcı olur.
·                       Eklemlerde yastık görevini yerine getirerek, eklemlerin hareketlerini düzenler.
HANGİ SU DAHA KALİTELİ?
En az su içmek kadar önemli olan bir diğer konu da içilen suyun kalitesi ve özellikleridir. İçme suyunun uluslar arası standartlara uygun özelliklerde olması, mineral ve vücuda faydalı elementleri uygun miktarlarda bulundurması insan sağılığı açısından son derece önemlidir. Zira Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı arastırmalar, su ve hijyene bağlı sorunların her yıl dünyada kaydedilen hastalıkların % 9,1'inin nedeni olduğunu ortaya koyuyor. Sağlıksız içme suyuna bağlı hastalık ve ölümlerin oranı ülkenin gelismislik düzeyi azaldıkça artıyor.
Mineralli su için!
İçtiğiniz suyun kimyası aynı zamanda vücudunuzun kimyasını belirler. Yapılan arastırmalar suyun mikrobiyolojik olarak temiz olması kadar mineral açıdan zenginliğinin de önemli olduğunu vurguluyor.
Suyun, mineral tasıyıp tasımadığı sertliğinden anlasılıyor. Uzmanlar, sert suyun, aslında toplumdaki genel kanının aksine daha kaliteli olduğunu belirtiyor. Yumusak içimli suların, sert sulara göre daha az mineral tasıdığı ifade ediliyor.
Suda bulunan mineraller, pek çok hastalığın tedavisini kolaylastırırken, yaslanmayı de geciktiriyor.
Sudaki mineraller günlük ihtiyacın %10’unu karsılar!
Normal bir insan, günde 2,5 litre su alır ve toplam su alımının %80’ini içme suyu olusturur. İnorganik elemanlar, düsük yoğunlukta olsalar da; sudan alınan toplam miktar hiçte küçümsenecek gibi değildir. Dahası sudaki mineraller, serbest iyonik ve kolay emilebilir sekildedir. Normal içme suyu alımı bir insanın lityum, çinko, kalsiyum, bakır, magnezyum, demir ve flor gereksiniminin % 10'unu karsılar.
SERT SULAR (MİNERALLİ SULAR) DAHA YARARLI!
Uzmanlar, sert suyun, aslında toplumdaki genel kanının aksine daha kaliteli olduğunu belirtiyor. Yumusak içimli suların, sert sulara göre daha az mineral tasıdığı ifade ediliyor!
Suların içinde erimis halde bulunan kalsiyum ve magnezyum tuzları sudaki sertlik oranını belirtir. Kalsiyum ve magnezyum bikarbonat tuzları "geçici sertliği", kalsiyum ve magnezyumun klor, sülfat, nitrat, fosfat ve silikat tuzları ise "kalıcı sertliği" meydana getirirler. Kalıcı ve geçici sertlik birlikte "toplam sertliği" veya "genel sertliği" olustururlar. Diğer bir deyisle sert su ifadesi, suyun kalsiyum, magnezyum, fosfat gibi mineraller bakımından zenginliğini ifade eder. Sularda kalsiyum ve magnezyum bikarbonatları karbondioksit ile denge halindedir. Kursun, bakır ve kadmiyum gibi zararlı maddelerin, sert sularda daha az olduğu düsünülmektedir. Sudaki kalsiyum, bu koruyucu etkide önemli rol oynamaktadır. Biyolojik olarak kalsiyum, zehirli iyonların, bağırsaklardan emilerek kana karısmasını da engeller.
Sert su özellikle büyüme çağındaki çocuklar için faydalı!
Özellikle büyüme ve gelisme çağında ki çocuklar, günlük kalsiyum ihtiyaçlarının büyük bir kısmını sulardaki kalsiyum tuzları ile karsılarlar.
Kalsiyum, insan vücudunun en önemli ve en bol mineral içeren elemanıdır. Yeterli kalsiyum alımı, normal büyüme ve sağlık için esastır. Sert sular, kalsiyum kaynağı olarak ve özellikle bu maddenin eksik olduğu durumlarda çok önemlidir.
Yumusak sular kalp, damar ve tiroit hastalıklarına neden oluyor!
Yumusak sular tatsız ve yavan olur. Ayrıca, yumusak suların, Sertliğin 2 edg/metreküp den küçük olması halinde; daha büyük bir olasılıkla kalp, damar ve tiroit hastalıklarına neden olduğu saptanmıstır.
Tatlı veya yumusak su bulunan bölgelerde yasayanlarda, aterosklerotik ve dejeneratif kalp hastalıklarıyla hipertansiyonun ve kardiyovaskuler ani ölümlerin daha sık görüldüğü saptanmıstır.
Yumusak sular, iletim hatlarında korozyona neden olurlar. Bu sular, yüksek geçirgenlikleri nedeniyle temas ettikleri kursun, bakır, çinko, kadmiyum ve buna benzer toksik metalleri daha yüksek yoğunluklarda içerebilirler.
Suyu islemden geçirirken sudaki minerallerin korunması gerekir!
Suyu pratik ve estetik amaçlarla arıtma ve yumusatma islemini tekrar gözden geçirmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü'nün arastırmalarına göre suda zaten doğal olarak bulunan mineral içeriğini korumak için suyu yumusatma islemine daha ihtiyatlı bir yaklasım içinde olmak lazımdır. *
*Kaynak:TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2004/3 Doç Dr. Ö. Faruk TEKBAS, GATA Çevre Sağlığı BD/Ankara Doç. D. Mahir GÜLEÇ, GATA Askeri Hijyen BD/Ankara
Bol mineralli suyun faydaları
·                       Bağışıklık sistemini güçlendirir.
·                       Kan dolaşımını hızlandırır.
·                       Sindirimi kolaylaştırır.
·                       Yaşlanmayı geciktirir.


İNCELEME
KRİTERLERİ
ŞEHİR
ŞEBEKE SUYU
DAMACAN
KAYNAK SUYU
TERS OZMOZ
ARITMA SUYU
TORDES DOĞAL
MİNERALLİ SU

İçmeye elverişlilik
İçilebilir
İçilebilir
İçilebilir
İçilebilir

Bakteri/mikrop riski
Düşük
Düşük
Çok Düşük
Çok Düşük

Mineral zenginlik
Zayıf
Zengin
Çok Zayıf
Çok Zengin

Bulanıklık
Bulanık
Berrak
Berrak
Berrak

Koku
Var
Yok
Yok
Yok

Klor
Var
Yok
Yok
Yok

Tat
Zayıf
Lezzetli
Zayıf
Lezzetli